İZMİR ERZURUMLULAR VE ERZURUMLULARI SEVENLER KÜLTÜR SOSYAL VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
  Erzurum Cami ve Mescitleri ve Medreseleri
 
Kale Camisi (İç Kale Camisi) (Merkez)

Erzurum İç Kale’de Ulu Cami Tebriz Kapı semtinde, kalenin kuzey duvarının bir burcuna bitişik olan Kale Camisi’nin kitabesi günümüze gelememiştir. Bu cami kale muhafızları için XII.yüzyılda Saltukoğlu İnanç Biygu Alp Tuğrul tarafından yaptırılmıştır. Bazı kaynaklarda kale ile birlikte 1154’te İzeddin Saltuk tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Yine bazı kaynaklarda da günümüze gelememiş olan kitabesinde 1179-1180 yılında Ebü’l-Feth Melik Muhammed tarafından yaptırıldığı yazılıdır.

Camiye İç Kale meydanındaki bir kapıdan girilmektedir. Kıble duvarı, kale duvarı ile ortak olan bu kapı kalenin avlusuna da açılmaktadır. Giriş kapısının ve yanlarındaki pencerelerin üzerinde bezemeler bulunmaktadır. Cami kesme taştan yapılmış olup, dikdörtgen planlıdır. İç mekan mihraba paralel iki sahından meydana gelmiştir. Girişin üzeri çapraz tonoz ile örtülüdür. Mihrabın önünde mukarnaslı kasnaklar üzerine oturmuş bir kubbesi vardır. Bunun dışında kalan bölümler de beşik tonozlarla örtülmüştür. Yapının ön kısmı toprak damlıdır. Mihrap önü ise konik bir külah ile örtülmüştür. Bu külahın gövdesi silindir şeklinde ve kalker taşından yapılmıştır. Gövdesi ikişer kabartma silme ile 16 bölüme ayrılmıştır.

İbadet mekanı 8.75x9.80 m. ölçüsündedir. İbadet mekanında ortada L şeklinde iki ayak burasını ikiye ayırmaktadır. Ön kısmın iki yanında yüksek birer sivri tonoz, ortasında ise bir çapraz tonoz bulunur. Mihrap önü ortadaki iki ayağın üzerinde bulunan sivri kemerlerle, yanlarda da iki sivri tonoz ile takviye edilmiştir. Kuzeydeki üç, kubbe eteğindeki dört pencere ile aydınlatılmıştır. Kabartma süslerle bezeli olan mihrap yarım yuvarlak olup yanındaki kalenin burcu içerisine yerleştirilmiştir. Üzerindeki mermerden kırık kitabenin cami ile bir bağlantısı bulunmamaktadır.

Caminin yanındaki saat kulesi aynı zamanda minare olarak kullanılmıştır. Caminin etrafı kalenin depoları ile kuşatılmıştır.


Ulu Cami ( Atabey Cami ) (Merkez)

Erzurum’un en eski camilerinden olan Ulu Cami, Cumhuriyet Caddesi üzerinde, Çifte Minareli Medresenin de yanındadır. Saltuklulara Atabey ismi yakıştırıldığından ötürü bu camiye Atabey Camisi de denilmektedir. Cami Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından 1179 yılında yaptırılmıştır. Ancak onarımlarla özgün durumunu kaybetmiştir. Erzurum’a 1640 yılında gelen Evliya Çelebi bu caminin toprak damlı olduğunu ve içerisinde de 200 çam direk bulunduğunu belirtmiştir. Ancak bu durumun biraz abartılı olduğu sanılmaktadır.

Cami Sultan IV.Murad zamanında yiyecek deposu olarak kullanılmıştır. Camideki kitabelerden anlaşıldığına göre değişik tarihlerde beş kez onarılmıştır. Erzurum Valisi Hüseyin Paşa 1639’da, Ali Efendi 1826’da camiyi onarmış, bunu 1858, 1860 yıllarında yapılan onarımlar izlemiştir. Bu onarımları belirten kitabeler de camiye yerleştirilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü 1957-1964 yılları arasında camiyi bir kez daha onarmıştır.

Camide yapılan farklı tarihlerdeki onarımlar iç mekanda karışık bir mimari ortaya çıkarmıştır. Bununla beraber 51.00x54.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olan caminin mihrap duvarına dik yedi ayrı sahından meydana gelmiştir. Bugün on altısı duvarlara bitişik kırk paye ibadet mekanında üst örtüyü taşımaktadır. Caminin birinci bölümü beşik tonozla örtülüdür. İkinci bölümün önündeki iki mekan 10 sütunun taşıdığı tonoz örtülüdür. Üçüncü ve dördüncü bölümlerin üst örtüsü payeler tarafından taşınmaktadır. Orijinal mihrabın bulunduğu bölüm beş payenin taşıdığı kubbe ile örtülüdür. Caminin içerisinde toplam 40 sütun bulunmaktadır. Caminin içerisi 28 pencere ile aydınlatılmıştır. Bunlardan güneydeki ikinci pencere üzerinde 1826 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır.

Caminin beş kapısı olup, bunlardan ikisi doğuda, üçü de kuzeydedir. Bu kapıların hiç birisi birbirine benzememektedir. Doğudaki birinci kapının iki yanında birer mihrapçık vardır. Bunun kenarına da 1860 yılında yapılan onarımın kitabesi yerleştirilmiştir. Caminin ilk yapımındaki mihrap duvarı önü hafif sivri kemerler üzerine oturan büyük pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür.

Günümüzde burada ahşap bir kubbe bulunmaktadır. Kubbe dışında kalan bölümler dıştan toprak damla örtülüdür. Caminin en gösterişli yönü orta eksendeki piramidal altı dizi mukarnas dolgulu tonozlu bölümüdür. Caminin sağ tarafında tuğladan yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Minareye cami içerisinden çıkılmaktadır. Şerefeden yukarısı yıkılmıştır.


Lala Mustafa Paşa Cami (Merkez)

Erzurum Cumhuriyet Caddesi’nde, Yakutiye Medresesinin doğusunda bulunan Lala Mustafa Paşa Camisi Kıbrıs fatihi Lala Mustafa Paşa tarafından Erzurum’da Beylerbeyi olarak görev yaptığı sırada 1562 yılında yaptırılmıştır. Cami Mimar Sinan’ın eseridir. Lala Mustafa Paşa caminin yanında saray ve bir de sıbyan mektebi yaptırmış ancak, bunlar günümüze ulaşamamıştır. Caminin yanı sıra hamamı bugün ayaktadır.

Lala Mustafa Paşa İstanbul’da Eyüp Sultan’da etrafı açık ve üst örtülü bir mezara 1586 tarihinde gömülmüştür.

Merkezi planlı camiler grubundan olan bu yapı, kesme taştan kare planlıdır. Önünde birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmış altı sütunun taşıdığı beş bölümlü bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yerinde bulunan iki mihrapçık, üzerleri çini panolu ve sülüs yazılı altı pencere bulunmaktadır. Bunlardan sağdaki mihrapçık üzerinde Hattat İzeddin’in 14 satırlık nesih yazılı fermanı bulunmaktadır. Ayrıca sağdaki ilk pencerenin üzerinde “Bismillâhir Rahmanir Rahim”, ikinci pencerede “Lâ ilâhe İllâllah Muhammedün Resûlullahi Hakka” yazılıdır.
Üç kapı ile içerisine girilen cami kare planlı olup, üzeri dört yığma sütunun taşıdığı pandantifli, tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Ana kubbe köşelerde dört küçük ve iki de yarım kubbe ile desteklenmiştir. İç mekanı iki sıra halinde 28 pencere aydınlatmaktadır. Alt sıradaki pencere alınlıkları üzerinde bulunan çiniler işgal sırasında atılan kurşunlarla zedelenmiştir.

Mihrap yuvarlak ve mukarnaslı olup, üzerindeki kitabede camiyi yaptıranın ismi ve yapım tarihi yazılıdır. Yanındaki pencerelerde ise hadisler yazılmıştır. Caminin sağında bulunan minaresi kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Beyaz taştan yapılan minare kırmızı taşlı bileziklerle bezenmiştir.

Caminin avlusunda sekiz köşeli ahşap ve konik çatılı bir şadırvanı bulunmaktadır. Bu şadırvandaki sütunlar son derece güzel taş işçiliği ile bezenmiştir.


Murat Paşa Camisi (Merkez)

Erzurum Murat Paşa Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Sultan II.selim zamanında Sadrazam Kuyucu Murat Paşa Erzurum Beylerbeyi iken, 1573 yılında yaptırmıştır.

Caminin önündeki son cemaat yeri birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanan altı sütunun taşıdığı beş kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerindeki 1573 tarihli Arapça bir kitabede;

“Bu mescid-i şerifi ve cami-i mürifi uluların kahramanı; Arap Acem ve Rum’un hakanı Süleyman Han oğlu Sultan Selim’in Allah hilafetini kıyamet gününe kadar muhalefet etsin. Saltanat günlerinde büyük emir Murad Paşa Allah istediğini kolay kılsın. Allah bunu kendisinden hüsnü kabul ile kabul buyursun. 981 senesinde yapıldı” yazılıdır.

Kare planlı caminin ibadet mekanını köşelerde tromplar bulunan mukarnaslı 6 sütunun taşıdığı merkezi bir kubbe örtmektedir. Kubbe kasnağında 12 pencere ve altında da bir ayet çepeçevre dolaşmaktadır. Kubbe tromp ve kemerleri XIX.yüzyılda alçı üzerine yağlı boya Avrupa üslubunda çiçek ve yaprak motifleri ile bezenmiştir. Caminin dikdörtgen bir niş içerisine alınmış mihrabı taştan ve mukarnas süslemelidir. Ayrıca ahşap mimberi ve pencere kapakları Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.

Caminin sağında tek şerefeli taş kaideli minaresi bulunmaktadır.

Camiyi yaptıran Kuyucu Murad Paşa İstanbul Şehzadebaşı’ndaki Kalenderhane Camisi’nin karşısında gömülüdür.


Ali Paşa Camisi (Merkez)

Erzurum Ali Paşa Mahallesi’nde, Kongre Caddesi üzerinde bulunan bu camiyi Erzurum Valisi Ali Paşa 1569 yılında yaptırmıştır. Sonraki yıllarda harap olan bu camiyi Hasan Efendi isimli birisi 1694 yılında onarmıştır.

Caminin önündeki son cemaat yeri 6 ağaç sütunun taşıdığı bir çatı ile örtülmüştür. Giriş kapısı üzerinde caminin 1694 yılında onarıldığını belirten mermerden dört satırlı kitabesi bulunmaktadır.

Dikdörtgen planlı caminin üzeri toprak bir damla örtülmüştür. İbadet mekanında mimari ve bezeme yönünden bir özellik bulunmamaktadır. Caminin sağ tarafında tuğladan tek şerefeli bir minaresi vardır. Bahçesinde de 1865 yılında bir çeşme yapılmıştır.


Ali Ağa (Gürcü Kapısı) Camisi (Merkez)

Erzurum Gürcü Kapısı Mahallesi’nde bulunan bu caminin XVII.yüzyılın başında Yeniçeri Başı Zahreci Ali Ağa tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Caminin yalnızca 1859 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır.

Caminin önündeki son cemaat yeri 4 sütunun taşıdığı üç kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeler dıştan konik bir çatı ile gizlenmiştir. İbadet mekanı kare planlı olup, köşelerdeki tromplara oturan merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Düzgün kesme taştan yapılmış olan yapının içerisi altta altı, üstte de dört pencere ile aydınlatılmıştır.


Ayaz Paşa Camisi (Merkez)

Erzurum Ayaz Paşa Mahallesi’nde Gürcü Kapı’nın güneyinde bulunan Ayaz Paşa Camisini Erzurum Valisi Ayaz Paşa 1558 yılında yaptırmıştır.

Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin son cemaat yeri ile ibadet mekanının üzeri toprak bir dam ile örtülüdür. İçeriden kalın direklerin taşıdığı üst örtü ibadet mekanını sahınlara ayırmıştır. Giriş kapısı üzerinde bitkisel ve geometrik motiflerle bezeli taş lentolar bulunmaktadır. Minare tek şerefeli olup, taş kaideli, tuğla gövdelidir.

Caminin yanında Şehzade Ömer’in 1799’da yaptırdığı bir medrese ile Erzurum Valisi İbrahim Hıfzı Paşa’nın 1780’de yaptırdığı çeşmesi bulunmaktadır.


Bakırcı Camisi (Merkez)

Erzurum Bakırcı Mahallesi’nde bulunan Bakırcı Camisini Bakırcı Hacı Mustafa’nın ölümünden sonra vasiyeti üzerine 1720-1721 yıllarında Mustafa Ağa yaptırmıştır. Cami 1902 yılında Osman Efendi tarafından onarılmıştır.

Geleneksel Erzurum camilerinde uygulanan plan tipinde olan bu yapı kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı ve kubbeli caminin önünde dört taş sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri vardır.

Giriş kapısı üzerinde 1720 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe talik yazı ile 38 mısra halinde Ketencizade Rüştü tarafından yazılmıştır. Caminin içerisinde mimari ve bezeme yönünden herhangi bir özellik yoktur. Minare kırmızı kamber taşından yapılmış olup, şerefe altında mukarnas bezemeleri görülmektedir. Bu minare üzerinde günümüzde de Erzurum’un işgalinden kalma kurşun izlerine rastlanmaktadır.


Boyahane Camisi (Merkez)

Erzurum Boyahane Mahallesi’nde bulunan bu cami Yakutiye Medresesi’nin kuzeyindedir. Erzurum Valisi Emin Paşa tarafından 1566 yılında yaptırılmış, İlyas Efendi tarafından da 1621’de onarılmıştır.

Cami kare planlı ve tek kubbelidir. İbadet mekanını örten tuğla kubbeyi duvarlar üzerine oturan sekiz kasnak taşımaktadır.

Caminin kısa ve oldukça kalın, tek şerefeli minaresinin üzerinde tuğla örgü motifleri bulunmaktadır. Ayrıca minaredeki tuğlalar arasında yeşil sırlı tuğlalara da rastlanmaktadır.


Caferiye Camisi (Merkez)

Erzurum Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan bu camiyi Erzurum Maliye Memurlarından Ebubekir oğlu Hacı Cafer yaptırmıştır. Giriş kapısı üzerindeki beş satırlık Arapça mermer kitabesinden 1645 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Caminin önündeki dört yuvarlak sütun üzerine oturan üç küçük kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Ayrıca son cemaat yerinin sol tarafında camiyi yaptıran Hacı Cafer’e ait türbe yer almaktadır. Bu türbe içerisinde Hacı Cafer’in 1650 tarihli mezarı bulunmaktadır.

Kare planlı caminin üzeri sekiz köşeli bir kasnağa oturan kubbe ile örtülüdür. Bu yapı tek kubbeli Osmanlı camiler plan düzenindedir. Kubbe eteğinde Kaside-i Bürde yazılı bir firiz dolaşmaktadır. Ayrıca kıble duvarında 14 satır halinde caminin vakfiyesi yazılıdır. Caminin mihrabı sanat tarihi yönünden bir özellik taşımamakla beraber minberi Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasındadır. Caminin yanında, kesme taştan yapılmış tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.


Derviş Ağa Camisi (Merkez)

Erzurum Tahtacılar Caddesi, Derviş Ağa Mahallesi’nde bulunan bu camiyi 1717 yılında Hacı derviş İbrahim Ağa 1736 yılında yaptırmıştır. Daha sonra 1845 yılında da Müderris Hacı Müştak tarafından onarılmıştır.

Cami kare planlı ve tek kubbeli camiler grubundandır. Son cemaat yeri mukarnas başlıklı dört taş sütuna dayanan üç küçük kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı üzerinde 1845 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır. Caminin mukarnaslı mihrabı taştan minberi de ahşaptandır. Minare kaidesi taştan olup, gövdesi balık sırtı şeklinde tuğladan yapılmıştır.

Caminin avlusunda Hacı Derviş İbrahim Ağa’nın türbesi bulunmaktadır. Bu türbe dört taş sütunun taşıdığı küçük bir kubbe ile örtülüdür.


Gümrük Camisi (Merkez)

Erzurum Kongre Meydanı’nda Mahallebaşı’na giden yol üzerinde bulunan Gümrük Camisini kitabesinden öğrenildiğine göre, Derviş Hacı Bektaşoğlu Derviş Hacı İbrahim yaptırmıştır.

Cami kare planlı ve tek kubbelidir. Caminin önündeki son cemaat yeri dört taş sütunlu ve üç kubbelidir. Mihrabı taştan ve mukarnaslıdır. Ahşap minberi Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel örneklerindendir. Yakın tarihlere kadar minaresi yıkık bir durumda idi.

Cami 1935 yılında Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.


İbrahim Paşa Camisi (Merkez)

Erzurum İbrahim Paşa Mahallesi’nde Yeni Kapı Caddesi’nde ve Hükümet Binası’nın güneyinde bulunan İbrahim Paşa Camisi’ni giriş kapısı üzerindeki talik yazılı on mısralı mermer kitabesinden öğrenildiğine göre; Erzurum Valisi Yazıcızâde Hacı İbrahim Ethem Paşa 1748 yılında yaptırmıştır.

Kare planlı tek kubbeli olan cami, beyaz renkte mermer taştan yapılmıştır. Önündeki son cemaat yeri yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan dört sütunlu üç kubbelidir. Son cemaat yerinin bu kubbeleri dıştan konik bir çatı ile gizlenmiştir. Son cemaat yerinin pencereleri üzerinde talik yazı ile bir takım yazılar vardır. Bunlardan birisinde “Kişinin namazda üşenmesi inanç zayıflığındandır” yazısı bulunmaktadır. Caminin mihrabı mermerdendir. Minare iri kesme taştan yapılmış olup, tek şerefelidir.


Kasımpaşa Camisi (Merkez)

Erzurum Gürcü Kapı ile Tahtacılar Caddesi arasında bulunan Kasımpaşa Camisi’ni kitabesinden öğrenildiğine göre; Erzurum Valisi Cerrah Kasımpaşa 1667 yılında yaptırmıştır.

Mimari yönden özelliğini yitirmiş olan bu cami dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir damla örtülüdür. Son cemaat yeri de dört ağaç sütunun taşıdığı bir çatı ile örtülüdür. Kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır.


Kurşunlu (Feyziye Cami) Cami (Merkez)

Erzurum Feyzullah Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesinden öğrenildiğine göre; Şeyhülislâm Feyzullah Efendi tarafından 1700-1701 tarihinde yaptırılmıştır. Kubbesinin üzeri kurşunla kaplı olduğundan ötürü de Kurşunlu Cami ismi verilmiştir. Ayrıca Feyziye veya Şeyhülislâm Camisi isimleri ile de tanınmaktadır.

Cami kesme taştan, kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri sekiz kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yeri dört taş sütunun üzerine oturan üç kubbeli bir mekandır. Giriş kapısının üzerinde dört satırlı talik yazılı kitabesi bulunmaktadır. Mihrap taştan olup, mukarnaslıdır. Ahşap minberi Türk ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Son cemaat yerinin sağ tarafında bulunan minaresi sekiz sıra kırmızı taş şeritlerle hareketlendirilmiştir.

Caminin yanında Kurşunlu Medresesi bulunmaktadır. Caminin banisi olan Feyzullah Efendi İstanbul’da Fatih Millet Kütüphanesi’nin bulunduğu Feyzullah Efendi Medresesini de yaptırmıştır.


Şeyhler Camisi (Merkez)

Erzurum Şeyhler Mahallesi’nde bulunan Şeyhler Camisi Erzurum Müftüsü Habip Mehmet tarafından 1767 yılında yaptırılmış, 1950 yılında da onarılmıştır.

Cami kesme taştan, kare planlı olarak yapılmış, üzerini sekizgen kasnağa oturan bir kubbe örtmüştür. Bu kubbeye geçiş içeriden tromplarla sağlanmıştır. İbadet mekanı alt sırada sekiz, ikinci sırada üç ve kubbe kasnağında da üç pencere ile aydınlatılmıştır. Son cemaat yeri Erzurum’un Kamber Taşından dört sütuna dayanan üç küçük kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeler dışarıdan konik bir çatı ile gizlenmiştir. Giriş kapısının iki yanında üzerleri bezemeli iki gömme sütun bulunmaktadır. Mihrap taştan olup, mukarnaslı olarak sonuçlanmaktadır. Bunun yanında da gömme sütunlar vardır. Buna benzer motiflerle bezeli iki sütun da kapının yanında bulunmaktadır.

Caminin sağında tek şerefeli minaresi bulunmakta olup, bunun üzerine de bir güneş saati yerleştirilmiştir.


Esat Paşa Camisi (Merkez)

Erzurum Kalesi ile saat Kulesi arasında bulunan Esat Paşa Camisi şehre hakim yüksek bir tepe üzerindedir. Caminin orijinal kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber Şair Cazim’in beş satırlık yazmış olduğu kitabesinden Erzurum Valisi Zarif Mustafa Paşa tarafından 1852’de onarıldığı öğrenilmiştir.

Caminin yapımında İstanbul’daki Nuru Osmaniye Camisi örnek alınmıştır. Cami dikdörtgene yakın kare planlı olup önünde altı ağaç sütunun taşıdığı çatılı bir son cemaat yeri vardır.İbadet mekanı da toprak damla örtülüdür. Mihrap ve minberin özelliği bulunmamaktadır.

Caminin yanındaki minaresi yerel kırmızı taştan yapılmıştır.Taş kaide üzerine tek şerefelidir. Bu minarenin Erzurum minareleri arasında en yüksek olanı olduğu söylenmektedir.
Caminin yanında Nakşibendi Şeyhi Osman Efendi’nin l866 tarihli türbesi bulunmaktadır.


Cennetzâde Camisi (Merkez)

Erzurum, Aşağı Yonca Mahallesinde bulunan bu camiyi Erzurumlu İsmail Efendi l785-l786 yılında yaptırmıştır.

Cami kesme taştan kare planlı ve tek kubbelidir. Kubbe dıştan oldukça yüksek iki katlı bir kasnak üzerine oturmuştur. Üzerindeki ilavelerle hafif sivri konik bir görünümdedir. Son cemaat yeri dört taş sütunun taşıdığı üç kubbeli bölüm halindedir. Caminin içerisinin mimari yönden bir özelliği görülmemektedir. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli, tuğladan ve tek şerefelidir.


Topal Çavuş Camisi (Aşkale)

Erzurum Aşkale ilçesinde, Topal Çavuş Köyünde bulunan bu caminin kitabesinden öğrenildiğine göre Ali Ağa oğlu Hacı Halil tarafından 1589-1590 tarihinde yaptırılmıştır. Cami ile birlikte yapılan medrese ve hamam günümüze gelememiştir. Yalnızca güneyinde kubbeli bir türbe bulunuyorsa da bu türbenin kime ait olduğu anlaşılamamıştır.

Kare planlı caminin üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür.Yapılan onarımlar nedeniyle özgün konumundan uzaklaşmıştır. Ayrıca XIX.yüzyılın sonlarında önüne bir de son cemaat yeri eklenmiştir. Kare kaideli tuğla minaresi olan cami içerisinde bezeme unsurlarına rastlanmamaktadır.


Ulu Cami ((Hınıs)

Erzurum, Hınıs ilçesi Bahçe Mahallesi’nde bulunan Ulu Cami vakıf kayıtlarına göre Muş Beylerinden Alaeddin Bey tarafından 1734’de yapılmıştır.

Cami kare planlıdır. İbadet mekanının üzerini dört sütunun taşıdığı pandantifli bir kubbe örtmektedir. Bu kubbe sekizgen bir kasnak üzerinde olup dıştan piramidal bir külah ile örtülüdür. Bunun dışında kalan bölümler ise içeriden basık kubbe, dıştan da toprak damla örtülüdür. Caminin son cemaat yeri bulunmamaktadır. Mihrap bordürlerle çevrilidir ve içerisi bitkisel motiflerle bezenmiştir. Taş kaideli minare silidir gövdeli olup iki renkli taşlardan yapılmıştır.

Caminin yanındaki medreseden günümüze herhangi bir kalıntı gelememiştir.


Kale Mescidi (İspir)

Erzurum, İspir Kalesi’nin iç kale bölümünde yer alan mescidin yapım tarihi bilinmemektedir. Kaynaklarda da bununla ilgili bir bilgiye rastlanamamıştır. Bununla beraber kale ile beraber XIII.yüzyılda yapıldığın sanılmaktadır.

Mimari yapısı itibariyle Erzurum Kale Camisi’ne benzeyen bu cami kare planlı olup üzeri piramidal bir külah ile örtülüdür. Cami içerisinde, mihrapta ve girişteki mukarnas bezemeler dikkati çekmektedir.



Çarşı Camisi (Tuğrul Şah Camisi) (İspir)

Erzurum İspir ilçesinde Çarşı içerisinde olan bu camiyi Emir Atabey Erdemşah, Tuğrul şah adına l200-1225 yılında yaptırmıştır.

Cami dikdörtgen planlı olup üzeri dört ağaç sütunun taşıdığı toprak bir damla örtülüdür. Mihrabı dışa taşkın olup mukarnas bezemelidir. Ahşap minberi dönemini yansıtan ilginç yapısı vardır. Kare kaideli tuğla gövdeli minaresi tek şerefelidir. Ayrıca tunç kapıları orijinal olup caminin en ilginç bölümüdür.


Narmanlı Camisi (Narman)

Erzurum Narman ilçesinde bulunan Narmanlı Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan I.Mahmut döneminde Narmanlı Yusuf Efendi tarafından 1738 yılında yaptırılmıştır.

Cami kare planlı olup, üzeri trompların yardımı ile merkezi bir kubbeyle örtülmüştür. Caminin önünde altı yuvarlak taş sütunun taşıdığı beş kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Cami içerisinde mimari yönden dikkati çeken herhangi bir özellik bulunmamaktadır.


Arslan Paşa Camisi (Oltu)

Erzurum Oltu ilçesi merkezinde, Oltu çarşısının kenarında bulunan camiyi kitabesinden öğrenildiğine göre Arslan Paşa 1664-1665 yıllarında yaptırmıştır.

Arslan Paşa Camisi kesme taştan kare planlı bir yapıdır. Ana mekanının üzeri içten kubbe dıştan piramidal bir çatı ile örtülüdür. Son cemaat yeri dört taş sütuna oturan üç küçük kubbe ile örtülüdür.Giriş kapısı sivri kemerli olup mukarnas dizileri ile son bulmaktadır Ayrıca kapının .Etrafı geometrik motiflerle çevrilidir.Kesme taş kaideli minaresi yuvarlak gövdelidir.


Sıvaslı Camisi (Pasinler)

Erzurum, Pasinler ilçesindeki Sıvaslı Camisi’ni kitabesinden Sıvaslı İbrahim Efendi tarafından l388 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Dikdörtgen planlı moloz taştan yapılan caminin üzeri toprak damla örtülüdür. Mimari yönden özelliği değişik dönemlerde yapılan onarımlarla kaybedilmiştir. Cami içerisinde mimari özelliği olan yalnızca ahşap minberidir. Yanındaki minaresi kesme taş kaideli olup yuvarlak tuğla gövdeli ve tek şerefelidir.


Süleyman Han Camisi (Pasinler)

Erzurum Pasinler ilçesindeki Pasinler Kalesi Kanuni Sultan Süleyman zamanında onarılırken bu camide yapılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. XVI.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen cami kesme taştan yapılmış olup günümüze kalıntıları gelebilmiştir. Bu yüzden de planı ve mimari üslubu öğrenilememiştir.


Ulu Cami (Pasinler)

Erzurum Pasinler ilçesindeki Ulu Camiyi Sancak Beyi Kasım bey 1554’de yaptırmıştır.
Cami l835 yılında onarılmış, bu nedenle orijinal üslubundan uzaklaşmıştır.

Cami dikdörtgen planlı olup içerisindeki ahşap sütunlarla ile iki sahna ayrılmıştır. Yapımında moloz taş kullanılmıştır.Üzeri toprak damla örtülüdür. Mihrap nişi bitkisel
motiflerle bezelidir.Yanındaki taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.


Bardız Camisi (Şenkaya)

Erzurum, Şenkaya ilçesindeki Bardız Kalesinin yanında bulunmaktadır. Bardız Kalesi XII.yüzyılın ortalarında Saltuklu Meliki İzzeddin zamanında yapılmıştır. Bu caminin de aynı dönemde yapıldığı sanılmışsa da bazı belgelere göre Mimar Sertzade Molla Ahmet Ali’nin 1748’de yaptırdığı anlaşılmıştır.

Cami kesme taştan kare planlı ve tek kubbelidir. Günümüze son cemaat yeri gelememiştir. Ancak duvarlarındaki uzantı ve izlerden son cemaat yerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Giriş kapısı sivri kemerlidir ve iki yanında da birer niş bulunmaktadır. İbadet mekanını üzerini örten kubbe trompludur. Dıştan sekizgen bir kasnak üzerine kubbe oturtulmuştur. Mihrap mukarnaslı ve geometrik süslemelidir. Ayrıca ibadet mekanını aydınlatan pencereler üzerinde sülüs yazı ile halifelerin isimleri yazılıdır. Minaresi kesme taş kaide üzerine tuğladan tek şerefeli ve yuvarlak gövdelidir.

MEDRESELER:

Çifte Minareli Medrese (Merkez)

Erzurum’da Anadolu’nun en büyük medreselerinden biri olan Çifte Minareli Medrese’nin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber XII.yüzyılın ortalarına ait bir Saltuklu eserinin kalıntıları üzerine yapılmıştır. Yapının doğu duvarının aynı zamanda kale surları oluşundan ve mimari özelliklerinden XIII.yüzyıl sonlarında veya XIV.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Osmanlı döneminde harap bir halde bulunan yapıyı Sultan IV.Murat (1623-l640) onarmış ve top imalathanesi ve kışla haline getirmiştir. Sonraki yıllarda yeniden medreseye dönüşmüş, Cumhuriyetin ilk yıllarında bir süre Erzurum Arkeoloji Müzesi olmuştur.

Osmanlı mimarisinde açık avlulu dört eyvanlı ve iki katlı medreseler gurubundan olan yapının iki yanında payandalar üzerinde yükselen iki minaresi ile Anadolu Osmanlı mimarisinde önemli bir yer edinmiştir. Ön cephesiyle dikkati çeken bu medresenin bu bölümünde cephe kompozisyonu oldukça belirgindir. Anadolu Selçuklu Mimarisinde portallerin yan yüzleri süslenmediği halde bu yapıda çeşitli bezemeler birbirini izlemektedir. Girişin derin nişi çeşitli derinliklerde palmet motifli beş sıra şeritle çerçevelenmiş üzeride mukarnaslarla tamamlanmıştır. Portalin bir bölümünü oluşturan figürlü panolar Orta Asya Türk Kültürünün izlerini yansıtan çift başlı kartal, hayat ağacı ve ejderlerden oluşan panolara yer verilmiştir. Ancak bunların tam olarak bitirilemediği de gözlemlenmektedir.

Günümüzde şerefeden yukarısı yıkılmış olan minaresinin yüksekliği 26.00 m.dir. Sırlı tuğla minareler kalın yivli olup yer yer aralarına üçgen çiniler yerleştirilmiştir. Minarelerin pabuç kısımları kare çerçeveler içerisine alınmış ve son derece süslü daireler içerisine “Allah”, ”Muhammed” isimleri başta olmak üzere dört halifenin isimleri yazılmıştır.

Medrese içerisine 5.20 m. derinliğinde, beşik tonoz örtülü bir dehlizden girilmektedir. Avlu dikdörtgen planlı olup, 30.50x12.20 m. ölçüsündedir. Avlu üç taraftan sivri kemerlerle birbirine bağlanmış on dört sütunun taşıdığı iki katlı revaklarla çevrilmiştir. Yan kenarlarda bulunan eyvanlar çatı hizasına kadar yükselmekte olup üst katlar ayrı ayrı merdivenlerle çıkılan enlemesine ikiye bölünmüştür.

Medresenin alt katında yirmi,üst katta da yirmi iki olmak üzere toplam kırk iki kapalı oda bulunmaktadır.

Girişin sağında 5.80x5.80 m. ölçüsünde üzeri kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Medresenin güney tarafında ana eyvanın arkasında medreseye bitişik içten ve dıştan onikigen gövdeli, külahla örtülü bir kümbet bulunmaktadır. Bu kümbetin kitabesi olmadığından ne zaman ve kimin için yapıldığı anlaşılamamıştır. Kümbetin gövdesi iç içe yuvarlak kemerlerle bezenmiştir. Ayrıca zengin bezemelerle süslenmiştir. Kümbetin üzerini örten kubbesi de külah şeklindedir. Mumyalık kısmı haçvari planlı, çapraz tonozlu olup üst mekan mihraplı ve içten kubbe ile örtülüdür. Burada sanduka bulunmamaktadır. Bu nedenle de mescide çevrilmiştir.



Yakutiye Medresesi (Merkez)


Erzurum Cumhuriyet Caddesinde bulunan Yakutiye Medresesi’ni İlhanlı Sultanı Ulcayto ile şehrin askeri valisi Hoca Cemalettin Yakut 1310 yılında yaptırmıştır. Medresenin yapımı Cemalettin Yakut’un ağabeyi İlhanlı Sultanı Adil Gazan Han ile eşi Bolugan Sultan’ın parası ile yaptırılmıştır.

İlhanlı mimarisinin izlerini taşıyan medrese Anadolu’daki kapalı avlulu, dört eyvanlı medrese tipinin son örneklerinden birisidir. Kesme taştan yapılan medresenin basık kemerli ve oymalı portalinde kabartma, Arapça sülüs yazılı bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabede;

“Bu medresenin yapılmasını 710 senesinde Ulcayto Sultan’ın hükümdarlık günlerinde Allah mülkünü ebedi kılsın. Sultan Gazan ve Bolagan Hatunun Allah bürhanlarını tenvir etsin. Yüce ve güzel in’amlarından olan fevazıl ile Cemalettin Hoca Yakuti Gazani emretti.” yazılıdır.

Portalin kuzey ve güney yüzlerinde çift başlı kartal, yaprak ve çift aslan kabartmaları görülmektedir. Bunlar XII.yüzyılın özelliklerini taşımaktadır. Bu armalar İlhanlı sanatının bir örneğidir.Yakutiye Medresesi’nde de Çifte Minareli Medresede olduğu gibi sağa sola dönmüş kartallar, hayat ağacı, aslan figürlü panolar dikkati çekmektedir. Portaldeki bezemeler boş yer kalmamacasına bütün yüzeyi kaplamıştır. Burada Çifte Minarenin etkileri açıkça görülmektedir.

Portalin 7m. sağında ve güneybatı köşesinde, şerefeden yukarısı yıkılmış sırlı tuğla minare bulunmaktadır. Minareye kabartma kordonlarla hareketli bir görünüm verilmiştir. Minarenin bu bölümleri iç içe geçmiş geometrik motifler ve çinilerle bezenmiştir. Sol taraftaki minare tamamen yıkılmış olup yalnız kaide kısmı görülebilmektedir. Portalin iki yanında ve içerisinde duvara gömme üzerleri boş yer kalmamacasına bezenmiş sütunlar bulunmaktadır.

Avlu birbirlerine kemerlerle bağlanmış dört kalın payenin taşıdığı ayna tonoz ile örtülmüştür. Avlunun sağ ve solunda karşılıklı beşik tonozlu altışar oda sıralanmıştır. Çifte Minareli Medresenin aksine burada doğu ve batı eyvanları yerine medrese odaları yapılmıştır. Bunlardan sağ köşedeki odadan aynı zamanda minareye çıkılmaktadır. Güneydeki tonozun üzerinde ise bu medreseye vakfedilmiş altı köyün ismini içeren vakfiye mermer üzerine sülüs yazı ile azılmıştır.

Medresenin doğu duvarına bitişik olarak bir kümbet bulunmaktadır. Yuvarlak tuğla gövdesi üzerinde üç pencere açılmış olup içten kubbe dıştan külah ile üzeri örtülüdür. Türbe içerisinde sanduka bulunmakla beraber bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Medresenin yapımı için para veren Gazan Han ile Bulugan Hatun Tebriz’de gömülüdür. Bu bakımdan bu türbe onlara ait değildir.

Günümüzde Yakutiye Medresesi, yörenin çeşitli etnografik eserlerinin sergilendiği Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.


Ahmediye Medresesi (Merkez)

Erzurum, Erzincankapı semtinde, Murat Paşa Mahallesi'nde, Murat Paşa Camisi’nin doğusunda Ahmediye Medresesi bulunmaktadır. Kitabesinden öğrenildiğine göre bu medreseyi Ahmet bin Ali bin Yusuf darülhadis olarak 1314 yılında yaptırmıştır.

Girişin kuzeydoğu köşesindeki oda lentosu üzerinde kısmen harap olmuş sülüs yazılı üç satırlık bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabeden de medresenin İlhanlılar devrinde yapıldığı öğrenilmektedir.

XIII-XIV. yüzyıl kapalı avlulu medrese tipinin bir örneği olan, 16.50x9.75 m. ölçüsünde  dikdörtgen planlı medresenin avlusunun çevresinde medrese odaları simetrik olarak sıralanmıştır. Avlunun üzeri manastır tonozları ile örtülmüştür. Avlunun her kenarında ikişer medrese odası yer almıştır.Avluya açılan iki eyvanın köşelerine yerleştirilen sütunlar bitkisel bezemelerle kaplanmıştır. Bu yönden Yakutiye Medresesindeki sütunlar ile büyük bir benzerlik gösterirler.

Girişin karşısına gelen eyvandaki mihrap burasının aynı zamanda mescit olarak kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca kuzey cephe duvarında görülen mihrap daha önce burada bir cami olduğuna işaret etmektedir. .Burada bulunan minare l940’lı yıllarda yapılmıştır.


Kurşunlu Medrese (Merkez)

Erzurum, Feyzullah Mahallesi’nde Kurşunlu Cami’nin yanında bulunan Kurşunlu Medrese Fevziye Medresesi ismi ile de tanınmaktadır. Medrese yanındaki cami ile birlikte Şeyhülislam Feyzullah tarafından l701-l702 yılında yaptırılmıştır.

Medresenin on üç hücresi günümüze gelebilmiştir. Ayrıca güneydoğu köşesindeki düzensiz üç hücre sonraki yıllarda yapılan onarımlarda buraya eklenmiştir. Doğu duvarına paralel olarak uzanan sekiz hücre beşik tonozlarla üzerleri örtülmüştür. Hücrelerin her birisinin batı yönüne açılan birer penceresi ile ikişer penceresi bulunmaktadır.


Pervizoğlu Medresesi (Merkez)

Erzurum, Pervizoğlu Camisi’ne bitişik olan Pervizoğlu Medresesi l716 yılında cami ile birlikte yaptırılmıştır.

Pervizoğlu Medresesi’nden günümüze yalnızca iki hücre ile güney doğu köşesindeki bir hücre ayakta kalabilmiştir. Bu hücrelerin üzerleri beşik tonozlarla örtülüdür.


Şeyhler Medresesi (Merkez)

Erzurum Şeyhler Mahallesi’nde, Şeyhler Camisi’nin yanında bulunan Şeyhler Medresesi kesme ve moloz taştan yapılmıştır

Giriş kapısı üzerindeki mermer, dört satırlık kitabesinden Şeyh Mustafa Efendi tarafından 1760-1761 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Dikdörtgen medresenin doğu yönünde giriş kapısı bulunmaktadır. Dikdörtgen bir avlunun etrafında on iki hücresi bulunmaktadır. Bu hücrelerden ikisinin girişi doğu cephesinde, üçünün girişi de kuzey duvarındadır. Kuzeydoğudaki hücreye ise doğudaki hücrelerin içerisinden geçilerek girilmektedir.


Kadıoğlu Medresesi (İspir)

Erzurum İspir ilçesindeki Kadıoğlu Medresesi kitabesinden öğrenildiğine göre; Kadızade Efendi tarafından 1725-1726 yılında yaptırılmıştır.

Klasik Osmanlı medrese tiplerinden biraz farklı olarak dikdörtgen planlı olan medrese kesme taştan yapılmıştır. Giriş kapısından küçük bir avluya girilmekte olup bu avlunun etrafında 10 medrese hücresi bulunmaktadır. Medrese hücrelerinde Ocaklar ve nişler yer almaktadır.

 
  Bugün 12 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol