İZMİR ERZURUMLULAR VE ERZURUMLULARI SEVENLER KÜLTÜR SOSYAL VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
  Ezurum Corafi Bilgisi
 

Erzurum'un Coğrafi Yapısı
                  

Resim: Erzurum'un Coğrafi Yapısı (Daha fazla resim için Erzurum bölümüne bakınız)
Resim Hakkında Bilgiler:

Erzurum, Doğu Anadolu bölgesinde 39°- 55 kuzey enlemi 41-16 doğu boylamı üzerinde bulunmaktadır. İl, kuzeyden Artvin-Rize, batıdan Gümüşhane-Erzincan, güneyden Bingöl-Muş, doğudan Ağrı -Kars illeri ile çevrilmiş olup genel sınırları içinde 24.768 km2 dir. Merkez ilçesinin alanı 2.892 km2 dir. Erzurum, Fırat nehrinin başlangıcı olan Karasu'nun yukarı havzasında kendi adı ile anılan geniş Erzurum Ovası'nın güneydoğusundaki Palandöken dizisinin Eğerli Dağ (2974 m.) eteğinde ve deniz seviyesinden 1850-1980 m. yükseklikte eğimli bir yüzeyde bulunmaktadır. Doğu-batı yönünde ovalık "Pasinler-Erzurum ovaları" kuzey-güney yönünde dağlık görünüştedir. Her iki ova, tektonik olaylar sonucu kırılmalardan meydana gelmiş çöküntü ovalarıdır. Kuzeydeki dağlar: Doğudan batıya doğru Çilligül, Yeniköydüzü, Ziyaret Tepesi, Kargapazarı, Gavur Dağları "Dumlu Tepesi" Yeşerçöl, Kop dağlarıdır. Güneydekiler: Akbaba, Sakaltutan, Nalbant, Şahveled, Alibaba, Dumanlı, Turnagöl, Palandöken ve Karagöl dağlandır. Kent, Anadolu-Kafkasya-İran demiryolu bağlantısında olup ortaçağdan beri, İran-Hind ve ortaasya ticaretinin Akdeniz ülkelerine giden yol boyu üzerinde çok önemli bir konaklama ve canlı bir alış veriş "Ticaret" merkezi oluşmuştur. Tiflis-Kars üzerinden gelen Kafkas yolu ve Tebriz-Doğubeyazıt'tan geçen Kuzey İran yolu; diğer taraftan Sivas üzerinden Diyarbakır-Irak-Suriye-Basra körfezine ve Akdeniz kıyılarına giden yollar ile, yine Sivas üzerinden Ankara-İstanbul, Ankara-İzmir'e giden yollar burada birleşir. Kuzey Anadolu dağlarını Kop ve Zigana geçitleri üzerinden aşarak Trabzon'da Karadenize ulaşan transit yoluda Erzurum’dan geçmektedir. Bu tarihi yollara ilaveten Erzurum "İspir" üzerinden Rizeye, "Bingöl" üzerinden Diyarbakır iline bağlanmış durumdadır.

SICAKLIK

Erzurum'da en sıcak ay Ağustos, en yüksek sıcaklık ortalaması 19° 6C. dir. Yıllık yüksek sıcaklık ortalaması 11° 5C. dir. Yapılan istatistiklere göre Temmuz ayında en yüksek sıcaklık ortalaması 26° Ağustosta en yüksek ortalaması 26° 6C. dir. Toprak üstü ortalama sıcaklık: 5°C 204.4 gün, lO°C 149.2 gündür. Donlu günler ortalaması 156,6 dır. Aralık ve Ocak ayları bütünü ile donlu geçmektedir. Şiddetli donlu günler Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart aylarında devam etmektedir. 0° ve altındaki en erken donlu gün Ekim sonunda başlar, Mayıs ortalarında biter. Erzurum'da şiddetli ve uzun bir kış mevsimi hüküm sürmektedir.

RÜZGAR

Bölge ekseriyetle Sibirya antisiklonu ve Basra siklonu etkisi altındadır. Kış aylarında Sibirya antisiklonunun etkisinde bulunmaktadır. Rüzgar SE(Keşişleme), SW(Lodos), S(Kıble) yönlerindendir. ilkbaharda, Sibirya antisiklonunun etkisi yavaş yavaş azalmaya başlar, kararsız bir rüzgar ve sıcaklık hüküm sürer. Mayıs sonlarından itibaren kararsız haller de ortadan kalkar. Yaz mevsiminde Asya'da geçici olarak teşekkül eden termal siklon merkezinin etkisi altındadır. Rüzgarlar "Güneydoğusu”, "Poyraz" ve "Yıldız" yönlerindendir. Sonbaharda Basra termal siklonunun etkisi altındadır. Rüzgarlar "Keşişleme" ve "Kıble" yönlerindendir. Özet olarak şehirdeki rüzgarlar çok yönlü ise de hakim rüzgar "Lodos" yönlerindendir.

NEM

Nisbi nem ortalaması %6l dir. Kenti etkileyen basınç merkezlerinin sık sık değişmesi, sıcaklığın fazla düşük olması nedeniyle nem aynı seviyede kalabilmektedir.

KAR YAĞIŞI

En erken 20 Ekim'de yağmaya başlar, 15 Mayıs'a kadar devam eder. Merkez ilçe'de yılın 79.7 günü açık, 200.8 günü bulutlu, 84.7 günü ise kapalı geçmektedir. Kar yağışlı günler sayısının 50.1 olduğu Erzurum il merkezi, yılın 113.6 günü karla kaplı kalmaktadır. Yine Merkez ilçe'de 15.9 günün sisli, 7.5 günün dolulu, 41.5 günün ise kırağılı geçtiği belirlenmiştir.
kaynak:erzurum-bld.gov.tr

Anahtar kelimeler: Erzurum, resim
Tarih: 25.06.2007 13:33
Hit: 788
Download: 22
Rating: 5.00 (2 Oy:)
Boyut: 49.4 KB

Erzurum Saat Kulesi


Resim: Erzurum Saat Kulesi (Daha fazla resim için Erzurum bölümüne bakınız)
Resim Hakkında Bilgiler: Erzurum Saat Kulesi, kitabesinden öğrenildiğine göre Saltuklu hükümdarı Emir Muzaffer Gazi zamanında (1124-1132), ll74 yılında İç Kale Camisi’ne minare olarak yaptırılmıştır. İç Kalenin duvarına bitişik olan bu minare aynı zamanda bir gözetleme kulesi görevini de üstlenmiştir. Bu kale Anadolu’da Selçuklu geleneğinin bir devamıdır.

Tepsi Minare veya Kule olarak isimlendirilen saat kulesinin yüksekliği yaklaşık 21 m. olup üzerinde, sonradan yapılan ve saatin yerleştirildiği ahşap bir bölüm bulunmaktadır. Buraya saatin ne zaman yerleştirildiği kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber gezgin Riter Seyahatnamesi’nde bu saatten söz ettiği dikkati alınacak olursa saatin l843’den önce kuleye yerleştirildiği sanılmaktadır. Sultan II.Abdülhamit zamanında Müşir Mustafa Paşa’nın Erzurum valiliği sırasında kuledeki kitabenin bir kısmı sökülerek buraya saat kadranı yerleştirilmiştir. Kırım Savaşı sırasında (l853-l856) Ruslar bu kuledeki saati söküp götürmüşlerdir. Sonraki yıllarda İngiltere l877’de Londra’da yapılmış olan bugünkü saati buraya hediye etmişlerdir.

Saat Kulesi kare taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve kırmızı tuğladan yapılmıştır. Kuzey yönündeki bir kapıdan girilen kulenin gövdesinin üzerinde Arapça kufi yazılı bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabe de;

“İkbal dinin ışığı,İslamın kutbu, devletin yardımcısı, milletin zahiri ,arkası, meliklerin ve emirlerin güneşi Ebil Kasım oğlu Ebil Muzaffer Gazi İnanç Beygu Tuğrul içindir.” yazılıdır.

Beyaz bir şerit halindeki kitabenin üzerine tuğladan baklava dilimlerinden bir bezeme yapılmıştır. Kulenin üst noktasında ise ikişerli sütunların taşıdığı ahşap köşk kısmı bulunmaktadır. Bu bölüm saat yerleştirilirken yapılmıştır.
Kaynak:kenthaber.com
Anahtar kelimeler:  
Tarih: 25.06.2007 13:39
Hit: 594
Download: 48
Rating: 3.67 (3 Oy:)
Boyut: 77.7 KB

 

Çifte Minare Medresesi

Resim: Çifte Minare Medresesi (Daha fazla resim için Erzurum bölümüne bakınız)
Resim Hakkında Bilgiler: Erzurum’un sembolü haline gelen Çifte Minareli Medrese’nin kitâbesi olmadığından, yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir. Genellikle 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Osmanlı Padişahlarından 4.Murat’ın emri ile bir süre “Tophane” olarak, daha sonra da “Kışla” olarak kullanılmıştır. 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak kullanılan medrese, günümüzde çay bahçesi ve resim sergi salonu olarak kullanılmaktadır. Medrese yaklaşık 35x46 m. boyutlarındadır. İki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubundandır.

Zemin katta ondokuz, birinci katta ise onsekiz oda bulunmaktadır. Avlu 26x10 m. ölçülerinde dört yönden revaklarla çevrili olup, girişin batısındaki kare mekânın vaktiyle mescid olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Zemin katın revakları kalın sütunlar üzerine oturmaktadır. Sütunların çoğu silindirik, dördü sekizgen gövdeye sahiptir. Odalar beşik tonozla örtülüdür.

Medrese’nin bezemesinde kullanılan geometrik motifler, Selçuklu taş süslemesindeki örneklerdir. Bezemenin ağırlık unsuru bitkisel öğelerdir. Palmet ve rumi motiflerin en çok kullanılanıdır ve her ikisi de birbiri ile uyum içindedir.

Çifte Minareli Medrese’nin en önemli yanlarından biri hiç şüphesiz figürlü süslemesidir. Taç kapı taşıntısının her yüzünde süslemelerle kuşatılmış, dört adet pano bulunmaktadır. Panoda palmiye (hayat ağacı), iki başlı kartal ve altta iki ejder figürü yer alır. Güney eyvanın dış duvarlarına bitişik inşâ edilen iki katlı kümbetin gövdesi oniki köşelidir. Kümbetin üstü dıştan külah, içten kubbe ile örtülüdür. Saçağı, süsleme şeritler ve silmelerle bezenmiştir. Dört kollu bir düzenlemeye sahip, cenâzelik kısmı çapraz tonozla örtülüdür. Kümbetin iç malzemesi mermerdir. Süslemeleri Medrese’nin aksine oymadır ve bitkisel öğelerden oluşmaktadır.
Anahtar kelimeler:  
Tarih: 25.06.2007 14:03
Hit: 854
Download: 107
Rating: 4.72 (7 Oy:)
Boyut: 102.8 KB

Erzurum Tabyaları
                     

Resim: Erzurum Tabyaları (Daha fazla resim için Erzurum bölümüne bakınız)
Resim Hakkında Bilgiler: XIX. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu siyasi ve askeri alanda büyük güçlükler ile karşılaşmıştır. Osmanlıların bu durumundan yararlanmak isteyen Ruslar Osmanlı İmparatorluğuna savaş açmışlardır.Bu nedenle de Osmanlılar savunma amaçlı olarak Erzurum’un doğusunda ve çevresinde savunma amaçlı tabyalar yapmışlardır. Bu tabyaların büyük bir kısmı Erzurum, Kars, Ardahan’da bulunuyordu. Bu dönemlerde topun tahrip gücünün artması ve menzilinin uzunluğundan ötürü kale ve surlar önemini yitirmiş, yerini tabyalar almıştı. Bu nedenle de Erzurum şehrinin çevresi “ToprakTabya” denilen bir nevi surlarla çevrilmiştir. Öncelikle Erzurum çevresinde bu Toprak Tabyalar yapılmış ardından da bunu diğerleri izlemiştir. Bunlar Erzurum’a kuzeyden ve güneyden gelecek Rus saldırılarını önlemek amacıyla yapılmışlardır.

1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurum’un etrafındaki toprak tabyaların yetersiz kalmasından ötürü yeni tabyaların yapılmasına lüzum görülmüştür. Öncelikle şehre doğudan ve kuzeyden gelen yolları kontrol altında tutabilmek için Sultan Abdülmecit zamanında Zarif Mustafa Paşa’nın kontrolünde l852’de Topdağı’nda Mustafa Paşa’nın ismini taşıyan bir tabya yapılmıştır. Ancak topların daha da gelişmesinden ötürü Toprak Tabya’nın yanı sıra Topdağı’na I, II, III numaralı Aziziye Tabyaları ile onların güneybatısına Kiremitlik Tepelerine 1867-l872 yıllarında Büyük ve Küçük Kiremitlik Tabyaları yapılmıştır. Bu tabyalar Fosfor Mustafa Paşa’nın düzenlediği bir plan içerisinde yapılmış olup şehre uzaklığı da 4-5 km idi. Bu tabyaların yapımı sırasında da Kars yolu üzerinde yeni bir tabya daha onlara eklenmiştir. Erzurumluların da maddi ve işgücü katılımlarıyla yapılan bu tabyalara da “Ahali Tabyası” ismi verilmiştir.

Osmanlı Tarihine 93 Harbi olarak geçen l877-l878 Osmanlı-Rus savaşında bu tabyaların büyük faydası olmuştur. Osmanlılar bu tabyaların yardımıyla Rusların ilerlemesini durdurabilmişlerdir. Sultan II.Abdülhamit zamanında da olası bir Rus hücumuna karşılık şehri daha uzak noktalardan koruyabilmek için yeni tabyaların da bunlara eklenmesine karar verilmiştir. Bunun için de Erzurum’a 8-25 km uzaklıklarda Oltu-Tortum yolunu kontrol eden Tafta ve Karagöbek; doğuda Çobandede, Dolangez, İlave, Uzunahmet, Küçük Höyük, Büyük Höyük tabyaları birinci savunma hattı olarak yapılmıştır. Bunların ardından ikinci hat olarak Sivisli, Ağzı Açık, Toparlak, Gez tabyaları yapılmıştır. Güney yönünde de Küçük Palandöken ve Büyük Palandöken tabyaları yapılmıştır. Bu tabyalar on dört adet olup, 30x40 ve 225x90 m. gibi ölçülerde değişen savunma tesisleridir.

Doğudaki Mecidiye ve Aziziye Tabyaları 93 Harbinin (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) cereyan ettiği alandır. 21 adet tabyanın hepsi kesme taşla inşa edilmişlerdir. Süslemeleri yoktur. Büyük boyutlu yapılardır. Bunlardan Büyük ve Küçük Palandöken Tabyaları, yaklaşık 3000 m. rakımda inşa edilmiştir.

Bu tabyalar mimari yönden estetik ve yapı üslubu olarak üzerlerinde özenle durulmamıştır. Burada daha çok sağlamlık ve kullanım esasları ön plana alınmıştır. Palanlarında ve araziye yerleşiminde daha çok bulundukları yerlerin konumu, genişliği kontrol altında tutacakları yerler ön planda tutulmuştur. Bu yönden ikisi dışında tabyalar birbirlerine benzemezler. Bu konuda bir araştırma yapan Prof.Dr.Haşim Karpuz tabyaları “Hilal Tabya” ve “Yay Tabya” olarak iki ayrı guruba ayırmıştır.

Sivri bir tepe üzerinde yapılmış olan tabyalar daha toplu ve daire şeklindedirler. Bunun yanı sıra daha yayvan ve daha az sarp olan tepe ve sırtlarda yapılanlar yay şeklinde yapılmışlardır. Bu tabyalar yan yana odalardan meydana gelmiş, üzerleri kalın bir toprak tabakasıyla örtülmüştür. Düşmanın geleceği yönün aksi tarafında da askerlerin toplantı avluları vardı ve ayrıca depo, revir gibi yapılara da burada yer verilmiştir.

Tabyaların en geniş bölümünde Kışla odaları bulunmaktadır. Bunlar birbirleriyle bağlantılı dikdörtgen odalardan oluşmaktadır. Odaların genişlikleri 3.00-4.00 m. olup derinlikleri 6.00-l4.50 m.dir. Çoğunlukla tek katlı olan kışla odalarının bazıları yer kazanmak amacıyla ahşap kalaslarla ikiye bölünmüş ve iki katlı duruma getirilmişlerdir. Bunlardan Büyük Kiremitlik Tabyası iyi bir durumda günümüze gelerek iki katlı kışlalara bir örnektir. Bu tabyalar saldıran güçlere yönelik taraflarda 5.00-10.00 m. kalınlığında bir toprak yığını ile takviye edilmiştir. Alttan ve üstten kalın toprak tabakaları ile örtülü olan bu tabyaların karşı taraftan seçilmeleri de hemen hemen imkansızdır. Aynı zamanda da topçu ateşinin etkisinden uzak kalmaktadır.
Bu tabyaların biraz dışında da karargah olarak kullanılan korunaklı binalar da bulunmaktadır. Bu karargah binaları da yan yana odalar ile fırın, mutfak ve hamamdan meydana geliyordu. Tabyaların yan taraflarında daha yüksek olarak top mevzileri ele onların yanında topçu odaları da bulunuyordu. Bunlara tabyaların yanlarındaki merdivenlerle çıkılıyordu. Bu topçu odaları gizli bir merdivenle koğuşlara bağlanmıştı. l877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra yapılan tabyalara bir de pusu odaları yerleştirilmiştir. Bunlar “L”, “U”, ”T” şeklinde yapılmış çokgen veya dikdörtgen mekanlardır. Bunların hendeğe yönelik kısımlarına mazgallar yerleştirilmiştir. Bu odalar hendeği kontrol altında tuttuğu gibi hücuma geçen karşı tarafı pusu kurarak hafif silahlarla gelenleri topçu bataryalarından uzak tutuyorlardı. Bunların yapılışında fark edilmemek esas olmuştur.

Erzurum’un 10 km. kuzeydoğusunda,Top Dağındaki Aziziye Tabyası önüne l877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı anısına l952 yılında Aziziye Şehitleri anıtı dikilmiştir. 1877-1878 Savaşında Müşir Katırcıoğlu Ahmet Mutar Paşa Doğu Beyazıt’dan Batum’a kadar uzanan cepheyi tutmuştu. Erzurum’u ele geçirmeyi hedefleyen Ruslar tabyaları baskınla ele geçirmeyi planlar ve bunun içinde Türk dilini konuşan Ermenilerin yardımıyla 9 Kasım l877’de Aziziye Tabyasını aldırıp nöbetçileri şehit ederler. Bu haber Erzurum’da duyulunca Erzurumlular kadın erkek ellerine ne geçirdilerse Aziziye Tabyasına koşarlar. O sırada henüz yirmi yaşında olan Nene Hatun’da kundaktaki kızı ve ondan biraz büyük oğlunu bırakarak et satırı ile cepheye koşmuştur. O sırada cepheden ağır yaralı gelen kardeşi şehit olmuş, eşi ise cephede savaşmaktadır. Nene Hatun’u gören diğer Erzurumlular da onun peşinden gitmiş ve Aziziye Tabyası kurtarılmıştır. Böylece Nene Hatun’da Erzurumlular için bir sembol olmuştur. Bu anıtın arkasında da bu savaşta savaşan, l857’de Erzurum’da doğan ve 22 Mayıs l955’de ölen Nene Hatun Aziziye Anıtının arkasına gömülmüştür.
kaynak:kenthaber.com
Anahtar kelimeler:  
Tarih: 25.06.2007 14:14
Hit: 1236
Download: 92
Rating: 3.75 (8 Oy:)
Boyut: 9.1 KB

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol