İZMİR ERZURUMLULAR VE ERZURUMLULARI SEVENLER KÜLTÜR SOSYAL VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ
  Erzurum Müzeleri ve Anıtları Erzurum çeşmeleri
 

Erzurum Arkeoloji Müzesi (Merkez)

Erzurum ve çevresindeki arkeolojik eserlerin toplanmasına l942 yılında başlanmıştır. Erzurum ve yöresi eski eser yönünden oldukça zengin bir bölgedir. Erzurum’un batısındaki Karaz, Pulur, Güzelova höyüklerinde yapılan arkeoloji kazıları M.Ö 3000 yıllarına kadar inen buluntuları ortaya koymuştur.

Milli Eğitim Bakanlığı Antikiteler ve Müzeler Müdürlüğünün çabaları, 3.Umumi Müfettişlik Kültür Müşaviri Murat Uraz tarafından Erzurum’da ele geçen eserlerin sergilenmesi için Yakutiye Medresesi l943 yılında müze olarak tahsis edilmiştir. Burada, o güne kadar ele geçen eserler bir araya getirilmiş, ancak müze l947 yılına kadar belirli bir aşama gösterememiştir. Bu arada müze l947 yılında Çifte Minareli Medrese’ye taşınmıştır.

Erzurum’da eserlerin artması sonunda Çifte Minareli Medrese yeterli olamamış, yeni bir müzeye büyük bir gereksinim duyulmuştur. Bu konu 6.Milli Eğitim Şurasında konu edinilmiş, l964 yılında yeni bir müze yapılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine Murat Paşa Mahallesinde belediyeye ait bir arsa Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmiş, Y.Mimar İhsan Kıyğı’nın projesine göre l965 yılında yeni müzenin yapımına başlanmıştır. Yeni müzenin yapımı l967 yılında tamamlanmış, teşhir ve tanzim düzenlemelerinden sonra da aynı yıl ziyarete açılmıştır. Bu arada Çifte Minareli Medrese İslâmi Taş Eserler ve Etnoğrafya Müzesi haline getirilmiştir. Yakutiye Medresesi l994 yılında Türk-İslam Eserleri ve Etnoğrafya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Erzurum yöresinde arkeoloji kazılarının artması müzedeki eserlerin zenginleşmesine yol açmıştır. Sos Höyük, İkiz tepeler höyüklerinde ortaya çıkarılan eserler, Urartu keramikleri, Urartu yazıtları, madeni kaplar, süs eşyaları, mühürler, silahlar, adak stelleri, adak levhaları, rhitonlar müzenin başlıca eserleri arasındadır. Bunları Heykeller, kutsal ocaklar, M.Ö.2000 yıldan bu yana yapıla gelen diadem, yüzük, küpe gibi altın eserler, cam şişeler, pişmiş topraktan lahitler, çeşitli dönemlere ait sikkeler de tamamlamaktadır. Ayrıca 500.000 yıl önce yaşamış olan mamut fosilleri, yumuşakça fosilleri, bitki fosilleri, ve obsidyenlerin yer aldığı Tabiat Tarihi Bölümü Salonu ile l918 yılında Ermeni Komitacıların Erzurum’da yapmış olduğu katliamları içeren malzemelerin sergilendiği ve bugün bazı batılı devletlerin Türkiye’yi suçlamalarına yanıt verecek objektif şekilde düzenlenmiş bölüm, müzenin üzerinde durulacak konuları gözler önüne sermektedir.

Yenişehir Caddesi No.11
Tel. (0442) 233 04 14
Faks (0442) 233 04 15


Türk İslam Eserleri ve Etnoğrafya Müzesi (Merkez)

Erzurum Türk İslam Eserleri ve Etnoğrafya Müzesi İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto döneminde, Cemalettin Hoca Yakut Gazani tarafından 1310 yılında yaptırılmış olan Yakutiye Medresesi’nde 29 Ekim l994 de ziyarete açılmıştır.

Müzede Erzurum yöresinden derlenen etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Bunların başında yöresel giysiler, takılar, madeni eserler, düz yaygılar halı, kilim, cicim, sumak, el yazmaları, tartılar ve tarikat eşyaları gelmektedir. Ayrıca Selçuklu dönemine ait çeşitli eserler, Oltu taşından tespih ve ağızlıklar ile sikkeler gelmektedir. Bütün bu eserler müzede on bir bölüm halinde sergilenmektedir.

Cumhuriyet Caddesi
Tel: (0442) 235 l9 64
Faks: (0442) 233 04 15


Atatürk Evi Müzesi (Merkez)

Erzurum’da Atatürk Evi Müzesi XIX.yüzyılda yapılmış olan ve l915-1916 yıllarında dokuz ay Alman Konsolosluğu olarak kullanılan evde açılmıştır. Bu bina 12 Mart l918’de Erzurum’un işgalden kurtuluşundan sonra Erzurum Valiliği’nin ikametgahı olmuştur. Erzurum Valisi Mahir Akkaya 3 Temmuz l919 yılına kadar burada oturmuştur. Atatürk, 9 Temmuz-29 Ağustos l919 da Erzurum Kongresi çalışmaları sırasında, Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşları ile bu evde kalmıştır. Atatürk’ün Erzurum’dan ayrılmasından sonra ev yeniden vali konağı olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra 13 Eylül l924’de Erzurum’da meydana gelen depremden sonra Atatürk eşi Latife Hanım ile birlikte 30 Eylül l924 günü Erzurum’a gelmiş ve Belediye Başkanı Nazif Bey tarafından Erzurumlu bir kuyumcuya yaptırılan altın anahtar ile evin tapusu Atatürk’e Erzurum adına takdim edilmiştir. Atatürk’ün ölümünden sonra da bu ev kız kardeşi Makbule Baysan’ın isteği ile Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlanmıştır.

Bu ev 3 Ekim 1984’de de Kültür Bakanlığı yönetiminde Atatürk Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Erzurum Kongresinin yapıldığı günleri yansıtmak amacıyla o günlerde kullanılan eşyaların asılları ve benzerleri Erzurum Müzesince teşhir ve tanzimi yapılmıştır.

Müzenin giriş katında, girişin sağındaki oda yönetim odasıdır. Onun yanındaki oda Vilayet-i Şarkiye Müdafa-i Hukuk Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi Başkanı ve Eski mebuslardan Kadı Koca Raif Dinç’in eşyalarına ayrılmıştır. Bu odanın karşısında Anadolu’da yayınlanan Türk gazetesi Envari Şarkiye’nin Milli Mücadele gazetelerinden Albayrak’ın ve Erzurum Kongresi’nin bildirilerinin basıldığı matbaa makinesi bulunmaktadır.

Müzenin birinci katında Atatürk’ün Erzurum’a gelişinde toplu halde çekilen büyük boy fotoğraf ile Erzurum Kongresi üyelerinin yaşam öyküler ile fotoğrafları bulunmaktadır. Salona açılan odalar, Atatürk’ün çalışma odası ile yatak odası olarak düzenlenmiştir.


Cumhuriyet Caddesi
Tel: (0442) 234 20 37
Faks: (0442) 233 04 15


23 Temmuz Kongre Salonu Müzesi (Merkez)

Erzurum’da Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen Erzurum Kongresi, İdadi Mektebi'nde yapılmıştır.

Bu okul 1925 yılında geçirdiği bir yangın sırasında ahşap bölümleri yanmış, aynı yılda yeni yapılan eklerle onarılmıştır. Bundan sonra da Yapı Sanat Mektebi olarak kullanılmıştır.
Bu yapının ikinci katındaki salon ve bu salona açılan iki oda Milli Eğitim Bakanlığı’nca Kongre Müzesi olarak düzenlenmiştir. Bu müzede kongre üyelerinin fotoğrafları ve yaşam öykülerini içeren bilgiler duvarlara asılmıştır. Ayrıca kongreden kalan sıralar ve belgelerde burada sergilenmektedir.

Kongre Caddesi

                                                        Erzurum Anıtları

Aziziye Anıtı (Merkez)

Erzurum’un 10 km. kuzeydoğusunda Top Dağı’nda bulunan Aziziye Anıtı, Aziziye Tabyasının önünde 1952 yılında 3.Ordu Komutanı Orgeneral Nurettin Baransel tarafından yaptırılmıştır. Bu anıt 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nın anısına dikilmiştir.

Anıt kesme taştan yapılmış, üzerindeki bronz plakada: “Bu gelinlik genç kızlar, ihtiyar erkekler ve nineler, kendi namusları ve Türk milletinin şan-ü şerefi için can verdiler, dövüştüler ve öldüler. Şimdi Türk milletinin kalbinde yaşıyorlar. 1877-1952” yazılıdır.

Anıtın sağında dört temsili mezar yapılmıştır. Bunlar asker, gençler, kızlar ve ihtiyarlar için sembolik mezarlardır. Ayrıca anıtta bu savaşın ve Aziziye şehitlerinin anısını sembolleştirmek için bir takım kabartmalara da yer verilmiştir.

Sivas Demiryolu Cer atölyesinde yapılan bu 3 kabartmada Erzurumlu Dadaş, Rus askerini hançerlerken, Türk askeri de Rus askerinin başında tüfeğini parçalarken temsil edilmiştir. Ayrıca gelinlik yaştaki bir genç kızın elindeki satır ile yine bir Rus askerine hücum etmektedir. Bu anıtın arkasındaki mezarda 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslarla savaşan Türk kadını Nene Hatun’un (1857-1957) mezarı bulunmaktadır. Bu mezarın üzerindeki plakada da: “1877 Osmanlı-Rus harbinde Türk kadınının savaşçılık ruh ve asaletini dünyaya tanıtan kahraman Türk anası Nene Hatun ruhuna Fatiha. Vefatı 22 Mayıs 1957” yazılıdır.


1293 Savaşı Anıtı (Merkez)

Erzurum’un 5 km. kuzeydoğusunda Pasinler yolu üzerinde bulunan Sivişli Dağı’nın eteğinde bulunan bu anıt 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehit olan askerler için dikilmiştir.

Dikdörtgen piramit şeklindeki anıtın tepe noktası kırık olarak yapılmıştır. Anıtın ön yüzünde “1293 Harbi Şehitliği 1877-1878” yazılıdır.


Atatürk Anıtı (Merkez)

Erzurum Cumhuriyet ve Yenişehir Caddeleri’nin kesiştikleri meydanda bulunan Atatürk Anıtı, Erzurum Kongresi’nin 46.yıldönümü nedeniyle 23 Temmuz 1965’te yapılmıştır. Heykel, Heykeltıraş Hakkı Atamulu’nun eseridir.

Atatürk anıtı meydandaki havuzun kenarında 2.00x13.50 m. ölçüsünde bir kaide üzerinde bulunmaktadır. Bu kaidede Atatürk’ün Erzurum Kongresi’nde 54 delegeye yaptığı konuşmayı açıklayan kabartma bir rölyef yapılmıştır. Bunun üzerine de Atatürk’ün 3,50 m. yüksekliğinde bir heykeli oturtulmuştur. Bu heykelde Atatürk askeri üniforması ile bir elinde kılıç tutarken, diğer elinde de Sevr Antlaşması’nı buruşturmaktadır.

                                                    Erzurum çeşmeleri

Erzurum çeşmelerinin su kaynaklarının büyük bir kısmı dağ sularından gelmektedir. Bu kaynaklar Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehrin gereksinimini karşılayabilmek için hayırsever kişiler tarafından Palandöken Dağı eteklerinden künklerle şehre getirilmiş, künkler aracılığıyla da çeşmelere dağıtılmıştır. Bu suların içerisine yabancı maddelerin karışmamasına da önem verilmiştir.

Erzurum'un değişik mahalle ve semtlerindeki çeşmelere getirilen suların en önemlileri; Yeğenağa Suları, Lalapaşa Suları, Tophane Suları, Çetecibaşı Suları, Murat Paşa Suları, Şeyhler Suları, Hacı Derviş Ağa Suları, Habib Efendi Suları, İbrahim Paşa Suları ve Cafer Efendi Suları idi. Bu nedenle de şehrin hemen her köşesinde ve her sokağında gereksinimden fazla çeşme yapılmıştı. Tarihi kaynaklar Erzurum'da 200'e yakın çeşmenin varlığından söz etmişlerse de günümüzde bunların sayısı azalmıştır. Bu çeşmeler Klasik Osmanlı dönemi çeşmeleri burada da uygulanmıştır. Çeşmelerin büyük çoğunluğu mahalle aralarında tek çeşme olarak yapılmıştır. Bunun yanı sıra camilerin, medreselerin yanında da onlara bağlı ve o yapıları yaptıran kişilerin eklediği çeşmeler de bulunmaktadır. Çoğunlukla dikdörtgen şekilde olup, yuvarlak veya sivri kemerler içerisine ayna taşları, altına da yalak taşları konulmuştur. Bunların üzerine de banilerinin ve yapım tarihlerini belirten kitabeleri yerleştirilmiştir. Arkalarına da su hazneleri ve suyu buraya getiren kanallar yapılmıştır.

Erzurum çeşmeleri Anadolu’nun diğer bölgelerinde olduğu gibi kesme köfeki taşı veya yöresel Sivişli (Keverk) taşından yapılmışlardır. Kitabeler mermerdendir. Erzurum çeşmelerinin büyük bir bölümü XVIII.yüzyılda yapılmıştır. Genellikle tek yüzlü ve dikdörtgen bir cephe gförünümündedirler. Bu cephelere özel bir itina gösterilmiştir. Erzurum çeşmeleri birbirinin tekrarı görünümünde olup, küçük ayrıntılarla mimari farklılıklar yaratılmıştır.

Günümüze gelen Erzurum çeşmeleri arasında Cennet Çeşmesi, Gürcü Kapısı Hacı Mehmet Çeşmesi (1681), Safiler (Sabahane) Çeşmesi (1556), Kale Çeşmesi (1745), Yazıcıoğlu Çeşmesi (1748), İsmail Ağa Çeşmesi (1734), Çeteci Abdullah Paşa Çeşmesi (1750-1755), Dört Güllü Çeşmesi (1775), Osman Ağa Çeşmesi (1677), Narmanlı Camisi Çeşmesi (1734), Akpınar Çeşmesi, Hacı Dede Ağa Çeşmesi, Kırmızı Çeşme, Sansarcıbaşı Çeşmesi, Dabakhane Çeşmesi, Gül Ahmet Çeşmesi, Recep Ağa Çeşmesi, Paşa Pınarı Çeşmesi, Sıvırcık (Sığırcık) Çeşmesi ve Bakırcılar Cami Çeşmesi bulunmaktadır. Bunların yanı sıra kitabesi olmayan ancak, suları yönünden önemli çeşmeler de vardır. Bunların başında; Kırk Çeşme, Zeynel Çeşmesi, Cennet Çeşmesi, Dabakhane çeşmesi, Ali Paşa Çeşmesi, Ayas Paşa Çeşmesi, Bakırcı Çeşmesi ve Esat Paşa Çeşmesi gelmektedir.

 
  Bugün 8 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol